06 Ocak 2012

BİR ACAYİP AŞK HİKÂYESİ KEMAN VE BEN





Bir saat önceydi bir üst sokakta gitar dersi veren bi dükkândan bozma yer var. Oradan her geçişimde adımlarımı yavaşlatır ne çaldıklarını duymak için kulak kabartırım, bu gün yine oradan geçerken adımlarımı frenledim dükkân ile aramızda 10 adımlık bir mesafede kulağıma o ses geldi. Onun sesiydi bu. Yok, olmaz dedim kendi kendime usul usul yaklaştım. Evet, yanılmıyordum o ses en büyük sevdamın elektro kemanının sesiydi. 30’lu yaşlarında uzun boylu belli ki keman çalmakta usta biriydi, o simsiyah gövdesi burguları ve salyangozu gümüş renginde olan o muhteşem şeyi izlemeye öyle bir kaptırmışım ki kendimi o küçük kaldırımda yanımdan geçenlerin çarpmalarıyla kendime geldim.

Ne den her elektro keman gördüğümde büyüleniyordum? Daha öncede defalarca oldu bu hatta hiç unutmam Kadıköy merkezde müzik enstrümanları satan bir mağazada görmüştüm, Yamaha sv 150 model gece mavisi kemanı. O an vitrine yapışmıştım :) Kemal Sunalın bir filmi vardı lokanta da yemek yiyecek parası yoktu camın buharına aldığı simitti banıp yediği bir sahneydi, aynen öyle bir andı benimki de. Artık nasıl bakmışsam kemana içerden orta yaşlarda ama işinin ehli bir amca geldi ve kemanın modelini özeliklerini anlatmaya başladı. Benim saydığı her şeyi bildiğimi fark edince çok seviyorsan sana özel bir indirim yaparım gelip bakmak istemez misin dedi. Çok hem de çok sevdiğimi ama çalamadığımı söyleyip ayrılacak iken, olsun yine de eline alıp bakmak istemez misin? Dedi. O anki sırıtışımı yanımdaki arkadaşım hala söyler :) Büyük bir hevesle içeri girip kutusundan çıkarıp inceledim. Amcanın bu kadar seviyorsan çalmalısın dediğinde hakkını veremem ki, hakkını veremiyorsam ellime almaya da hakkım yok dedim. Amcanın umarım bir gün çalarsın sözleri ile dükkândan ayrıldım.
O gün anladım ki o elektronik mağazasındaki mp3’ü incelerken kulaklığı takıp duyduğum o elektro keman ile çalınan Victory parçası ile başlamıştı her şey dahasın da tüm elektro keman düzenlemelerini tüm keman dinletilerini sololarını bulup dinlemiştim. Ama hiçbir parça Bond’un Explosive parçası gibi beni benden almadı yıllardır telefon müziğim. Buyurun…

 Bond grubu 4 güzel hatundan oluşuyor ve birçok muhteşem yorumlanmış parçaları var ki özelikle Shine tıktık parçası. Keman deyince akla genelde Farid Farjad geliyor ama nedense ben hiç sevemedim onun yorumlarını. Kemanı ağlatma konusunda usta bence Yanni nin melodilerinin yeri bir başkadır hele bu parçada özelikle 05.54 e kadar ki kısım insanın adeta içini parçalıyor Tıktık. Keman konusunda David Garret den  he's a pirate buyurun… Ve Smooth Criminal i tavsiye ederim buyurun tıkıtk
Vanessa Mae ve Strom  demem yeterli bence kadın mükemmel….
 
Ikuka Kawai ve Red Violin buyrun.. tıktık


Ve izlediğim Güney kore dizilerinden biri ki benim gibi klasik müzik sever biri iseniz kesinlikle Beethoven virus’ü izlemelisiniz. Dizide iki keman çalan kız vardı ki onlarda profesyonel sanatçılar, onların çalışı ve parçayı yorumlamalarıda süperdi.  Buyurun…

 

Asyalıların klasik müziğe verdikleri değer çok anlamlı Klasik müzik ile ilgili birçok anime ve dizi yapmışlardır. Ve hepsi de izlenilmesi gereken değerler bence daha sonra bu konu ile ilgi bi yazı yazmayı düşünüyorum. Şimdilik keman sevdamdan sizlere anca birkaç örnek suna bildim. Sanırım en güzel karşılıksız aşk benim keman aşkım…

6 yorum:

  1. lanetliler kraliçesi filmini izlediğim zaman ben de kemana merak sarmıştım.Bu yüzden lanetliler kraliçesi ni izlemeni tavsiye ederim özellikle deniz kenarındaki keman sahnesi çok güzel...Vampir de keman çalıyor :) çok güzel bir film...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka izliyicem tavsiyeniz için teşekkürler :)

      Sil
  2. yazıların,paylaştığın müzikler herşey çok güzel,çok güzel Blog kurmuşsun yazılarının devamını merakla bekliyeceğim :)

    YanıtlaSil
  3. Keman ve ben.. Keman ve Asya...
    Ahh harika parçalar *-*
    Bilemiyorum neden beni benden alır.. İlk kemanı elime alışımı hatırladım bu yazımı okuduktan sonra, kalbim küt küt atıyordu. Ellerim titredi bir an. Sadece ona dokunmadan saatlerce izleyebilirdim...
    Babam çalıyordu, arkadaşının kemanı ondaydı bir gün. "Çalmak ister misin?" dedi. Yüzümde kocaman bir gülümseme.. Ah o anki heyecanımı unutamıyorum.
    Elime aldım, kokusu.... Harika kokuyordu. Tarif edemem ama çok rahatlatıyordu burnuma vurdukça kokusu. Ağaç kokusu...
    Arşeyi elime aldım ve uzun bir nota çıkardım.. Kemandan çıkardığım sese aşık oluyordum bildiğin gibi değil...
    Hiç bıkmadan usanmadan çaldım çaldım çaldım çaldım.. Fütursuzca çaldım :D
    Babamın başını şişirene kadar her notadan her telden çaldım deyim yerindeyse :D
    Babam müzik sevdamı bilir, babam da müzik tutkunudur, ortak yönlerimiz var. Sayemde enstrümanlardan çıkardığım anlamsız seslere kulakları alışık :D

    Ah bilmiyorum neden böyle.
    Piyano, gitar ve mızıkayı da çok çok severim.. Keman benim için bambaşka bir aşk.

    Henry'e sonsuz saygı duyuyorum bu yüzden. o minik maknae'nin parmaklarında can bulan notaları dinlemeyi çok seviyorum :)

    Asya'm ne çok ortak yönümüz var yahu :)

    YanıtlaSil
  4. Gülüm ne güzel sen en azından eline alıp çalmışsın ben anca okşaya bildim :') farklı bir sevda keman ona aşık olmayan anlayamaz Henry'i de ilk Don't Don daki solosuyla tanımıştım oda çok iyi bir kemancı...

    Bir elmanın iki yarısı gibiyiz kuzum :') İyi ki seni tanımışım ;)

    YanıtlaSil

Söz Sizde...